Zaman

Author: Heygidinin Efesi /


Zaman... Alıyor, veriyor, getiriyor, götürüyor, sürüklüyor bazen... Mutlu ediyor, şaşırtıyor, heyecanlandırıyor, korkutuyor, üzüyor bazen... Bazen geçmek bilmiyor, hemzemin geçitte beklerken geçmek bilmeyen tren misali de, göz açıp kapayıncaya kadar yılları geçiriyor bazen...

Kim bilir birkaç yıl sonra içinde olduğumuz zamanı nasıl anacağız... Kim bilir nelere hasret kalacağız... Bugünümüz için ne diyeceğiz kim bilir... Şairin dediği gibi, bir boşluğa mı düşeceğiz bir boşluktan, hüzün mü kalacak elimizde, yoksa nereden nereye diyeceğimiz güzelliklerin mi içinde olacağız...
Bilmiyoruz...kimse bilmiyor...hoş zaten bilinse bir tadı kalmaz ya yaşamanın.. Bilgisayar oyunu oynarken hile yaparız, ilk baş çok tatlı gelir, yenilmezizdir artık, bizden güçlüsü yoktur, ama sonra bir bakarız bir amacı kalmamış artık oyunun, daha açıp oynayasımız gelmez ya, o hesap...

Çok felsefik sözler görüyorum gün aşırı, hatta saat aşırı... Hepimiz filozof kılığında, artık kopyala yapıştıra bile gerek kalmadan, bir paylaş tuşuyla hayatın anlamını anlatıyoruz sürekli... Bugünden aklımdan kalan bir tane "mutlu olmak için yarını beklemek, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemek gibidir" ya da bunun gibi bir şeydi... Evet, yarın olacak mı olmayacak mı bilmiyoruz.yarın olacaksa, yarın bizim için ne olacak, iyi mi olacak kötü mü olacak onu da bilmiyoruz... Bugüne bakıyoruz, "bak oğlum adam ne demiş, nehir demiş, su demiş, mutlu ol demiş" diye telkinde bulunup mutlu da olunmuyor... Mutlu olmakla, elimizdekinin kıymetini bilmekle, daha kötü durumda olanlara bakla, mutlu olunacak ne kadar çok şeyin varla kurulabilecek bütün cümle kombinasyonlarını da biliyoruz... Ama öyle olmuyor işte... Öyle olmuyor...

Diyenler çok güzel demişler, bu hayatta her zaman hevesin olsa paran, paran olsa hevesin olmuyor...ya da yine her zaman eksik bir şey oluyor, her şeyin tamam gözükse de...

Yine de şükür binlerce...binlerce şükür halime, halimize... Yanımızdakilere, yakınımızdakilere, ailemize, işimize, yeteneklerimize... Ama çok merak ediyorum... Şimdi, her canım sıkıldığında dönmek istediğim çocukluğumun yerine ilerde dönmek istediğim bir gençlik mi geçecek... Çok merak ediyorum... Çünkü biliyorum, 10 yıl sonra bugün, bugüne dönmek istersem çok üzülürüm...hatta gelecek yıl...hatta gelecek ay...yarın hatta ararsam bugünü, çok büyük kayıp...

Zaman...bazen geçmek bilmeyen bazen giyotinin inmesi gibi hızlı geçen zaman...
Yüzümüze çizgiler, saçlarımıza yıldızlar düşüren zaman...
Bazen saçımızı okşayan bazen suratımıza okkalı bir tokat geçiren zaman...
Nasıl geçersen geç de, seni kontrol edecek bir makine ihtiyacı duyurmadan geç... 
Her sabah kolaylıkla ertelediğimiz alarm gibi, yapmak istediğimiz hiçbir şeyi erteletmeden geç...
Dünü de yarını da ders ve amaç dışında düşündürmeden geç...

Allah hiçbirimize bugünümüzü aratmasın...
Allah hepimizin yarınını bugünden güzel etsin...

Halil Efe, kendi gök kubbesinin altından bildirdi...

0 kişi yoruma değer buldu:

Kaç Kişi Var?