Can Sıkıntısı

Author: Heygidinin Efesi /

Efendim hazır can sıkıntısı halindeyken can sıkıntısının nasıl bir şey olduğunu, türlerini, türevlerini yazmak istedim...
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var, can sıkıntısı sanıldığının aksine hiçbir şey yapamamaktan doğmaz; belki hiçbir şey yapmak istemiyorsunuzdur değil mi? Hep aynı şeyi yapmaktan da doğmaz, belki hep aynı şeyi yapmak istiyorsunuzdur...
Can sıkıntısı tamamıyla belirsiz bir durumdur aslında... O an canınızın ne istediğini bilmemesi, ya da ne yaparsanız yapın bu sıkkınlık durumundan kurtulamayacağınızı düşünmek... Evet, dostlar, bu hissi hissetmek berbat bir şey... Ki ben belirsizlik durumlarından nefret eden bir kimseyim, can sıkıntısı da bir belirsizlik durumu olduğuna göre, daha çok nefret ediyorum:)
Can sıkıntısını belli nedenlere bağlamaya çalışabiliriz. Mesela soruyorum kendime
—Ey Efe canın niye sıkkın?
—Bilmem ki, niye sıkkın?
Ben canınım niye sıkkın olduğunu da neye sıkkın olduğunu da bilmiyorum... Sınavlar diyeceğim, zaten çalışmıyorum adam akıllı, niye canımı sıksın ki, havalar diyeyim, ben kasvetli havaları severdim, yağmuru... Dün sırf sıkıntım geçer belki diye soğuk falan dinlemedim bindim motora gezdim, bir şey değişmedi... Kendime asıl şaşırdığım şey ise, iki arkadaşımın playstation oynama tekliflerini "Yok hacı hiç canım istemiyor" deyip geri çevirmem oldu... Arkadaş ben hastaneden çıktığımda bile evden önce playstation oynamaya gitmiş adamım, hayretler içerisindeyim. Ama istemiyor canım... Mesela başka ne istemiyor, patates kızartması istemiyor, gerçekten istemiyor... Gezsek istemiyor, bowling oynamak istemiyor, buz patenini hiç istemiyor... Hatta ve hatta fotoğraf çekmek bile istemiyor...
Galiba son zamanlarda çok doldum... E dışarı vurmayınca böyle oluyor helalde... Köşedeki palyaço gibiyim... Hani bilirsiniz, bir adam doktora gider "Doktor civanım canım çooo sıkkın" der, doktor da "Bak şu köşede bir palyaço var, git o seni eğlendirsin, işim gücüm var senle mi uğraşacağım ben, kalk git" diye kızar adam da"O köşedeki palyaço var yaaaaa, işte o benim" diye lafı oturtturur doktor da"Abi en büyük hayranınızım" diye durumu kurtarmaya çalışır. İşte o palyaço rolündeyim...
Aslında çoğu zaman neşeliyim fakat dışarı bir şey vurmamaya o kadar çok gayret ediyorum ki aynı zamanda, eğer normalden fazla konuşuyorsam canım gerçekten sıkkındır aslında. Bu bir nevi savunma mekanizması olmuş ben de... Konuş, gül, unut... Bir de ben karşımdakilerin gülmelerine, eğlenmelerine bayılıyorum... İnsanlar mutlu olunca ben daha mutlu oluyorum... Özellikle de bunda benim payım olduğunu hissedersem...
Neyse efendim... Blog yazmaya başlayacam dedim, ne kadar karamsar şeyler yazıyorum... Yok, canııımmm ben yapmam öyle şey, karamsarlık yok ki benim kanımda:)
Kendime yarım saat veriyorum... Yarım saat içerisinde, can sıkıntısından kurtarabilecek ne varsa beni evde deneyeceğim:)
Sevmedim bu halimi yaa:)
Haydi kal efem sağlıcakla...

0 kişi yoruma değer buldu:

Kaç Kişi Var?